28 Haziran 2013 Cuma

Paul CLEAVE- TEMİZLİLÇİ

   Beni bilenler tavsiye üzerine kitap okumayı çok sevdiğimi bilirler. Temizlikçi ile tanışmamız da kitap tutkunu bir doktorumuzun tavsiyesidir. Hımmm her zaman tavsiyeler de mutlu sonla bitmezken bu kitap son yıllarda okuduğum en iyi kitap kategorisin de 1 numaraya oturdu bile...
    Arka Kapak;
   KANINIZI DONDURACAK BİR SERİ KATİL ROMANI

   İşte Joe. O bir seri katil ve aynı zamanda bir polis merkezinde temizlikçi olarak çalışıyor. Şimdi de kendisini taklit eden bir katilin peşinde!

    "Cleave, sizi soluksuz okumaya ve sona geldiğinizde kendinizi dışarı atıp derhal başka bir kitabını bulmaya zorluyor."
                                                                                                           New Zealand Lawyer Magazine

    "İşte polisiyeye gelince, Cleave okuyucuya nasıl kanca takacağını biliyor."
                                                                                                            Sunday Herald

    "Cleave, korkunun buzdan parmaklarıyla hayal gücünü koparıp atmakta bariz bir beceriklilik sergiliyor."
                                                                                                              Christchurch Press

    "Bir seri katilin perspektifinden yazılmış eğlenceli bir roman kulağa imkansız ya da son derece hastalıklı gelebilir; ya da her ikisi de. Ama bu ilk romanında Paul Cleave başarılı bir şekilde bunun altından kalkıyor."
                                                                                                               mX magazine, Melbourne

    Şaşırtıcı ve merak uyandıran bu zekice yazılmış roman bir seri katilin zihninin derinliklerine inen ürkütücü bir yolculuk gibi.
    Her kitabı yazarken, tavsiye ederken iddaalı olmayı sevmem ama bazı kitaplar bunu hakediyor, Temizlikçi de bunlardan biri! 456 sayfa soluksuz okunacak harika bir kurgu. Karşınızda öyle manyak bir katil var ki ağzınız açık kalacak. Joe; kıtır kıtır insan öldürürken katil, polis merkezinde çalışırken temizlikçi, annesinin biricik oğlu, Turşu ve Yehova'nın tatlı sahibi! Polis Merkezinde yana yakıla katil aranırken o katilin burunlarının dibinde olduğunu bilmemek kabus olsa gerek. Bu zamana kadar okuduğunuz tüm seri katil, gerilim, cinayet romanları kafanızdan silin her seferinde anlatılanların dışında bu sefer de katilin ağzından bir de hikayeyi okuyun bakalım benim kadar çok beğenicek misiniz? 

25 Haziran 2013 Salı

Onur BAŞTÜRK- EV SAHİBİ

   Onur BAŞTÜRK'le Kitap Bağımlısı'nın tanışması 2011 yılında Uydurukçu ile başlamıştı. İkinci kitap ne zaman çıkar diye heyecanla beklerken Ev Sahibi ile karşılaşmamız çok hoş oldu:)
    Tarihimi de attım:)

    Arka Kapak;
    SİZİN KAPINIZ KİM?
    Sırma ve Selma...Taban tabana zıt karekterlerde iki hostes. New York- İstanbul uçuşunda bir araya geldiklerinde henüz içine düştükleri tuhaf labirentin farkında değiller...Birden çok çıkış kapısına sahip bu labirentin gizemli mimarını da asla yeterince tanımıyorlar. Ama o, yani Ev Sahibi herkesi tanıyor!

    "Aslında her bakışımız, hareketimiz ve konuşmamızla o anda başka bir kapıyı aralıyor ve oradan içeri giriyoruz. Tüm bu kapıların önceden belirlenmiş olduğuna inanmak istiyor musunuz? Peki size şunu söylesem: İsterseniz kendinize yeni kapılar yaratabilir, yazılı olanı değiştirebilirsiniz!"

    Gazeteci-yazar Onur Baştürk, on iki şehir hikayesinin yer aldığı ilk kitabı Uydurukçu'dan sonra bu kez sonuna dek soluk soluğa okunacak gizemli bir romanla karşınızda. Ev Sahibi, 21. yüzyılın modern insanını naif gelecek türden saf bir aşkla, ama aynı profile hiç de tuhaf gelmeyecek "Ana Yemek" adı verilen bir seks partisine şahit ederek okuyucu şaşırıyor.
    Ve hiçbir şeyin tesadüf olmadığının acı/tatlı gerçeğiyle baş başa bırakıyor.

    Bir kere 188 sayfanın sonunda şunu söylemeyim ki.. Ev Sahibi kesinlikle bu yazın kitabı!!! 
Bol bol yol da, metro da, kumsal da rastlayıp, masa sohbetlerinde kulak misafiri olacağınızdan eminim. Evet, Uydurukçu da çok keyifli bir kitaptı ama ben Ev Sahibi'nin bu kadar iyi olabilceğini hiç düşünmemiştim. O zaman hadi anlat bizi meraklandırma derseniz de Ev Sahibi çok da anlatılabilcek türde bir kitap değil. Sadece şunu söylemeliyim ki hayatta hiç bir şey sebepsiz değil!!! Sırma, Selma, Kaan, Esra, Ela, Zerrin(?), Lale, Dilara(?), Ev Sahibi'nin o kadar ayrı hayatları varken aslında farkında olmadan nasıl kaderlerinin değişmesine sebep olduklarını okurken sık sık "yok artık" diyerek okuyacağınız bir kitap.
   
 Ev Sahibi harika bir kurgu olmasına rağmen Onur BAŞTÜRK'ün bu hikayeyi yazarken kimden, kimlerden ilham aldığını çok merak ediyorum. Bu kadar şehrin nabzını tutan biri olmasından dolayı da tamamı olmasa da kesinlikle gerçekçi kısımları olduğuna inanıyorum... 

Ev Sahibi kimdir? Bu nasıl bir kitapdır? diyorsanız vakit kaybetmeden alıp, okuyup, yorumlarınızı benimle paylaşın derim:)

24 Haziran 2013 Pazartesi

Aret VARTANYAN- GERÇEKTEN YAŞIYOR MUSUN? yoksa sadece nefes mi alıyorsun...

    Kişisel gelişim kitaplarını hiç alışamamama rağmen niye ısrarla arada sırada da olsa okuduğumu sorarsanız inanın verecek mantıklı bir açıklamam yok!!! Bu okuduğum ikinci Aret VARTANYAN kitabı...
    Tarihimi de attım...

    Arka Kapak;
    Sana karşı dürüst olacağım.
    Bugüne kadar herkes sana bir şeyler anlatmaya çalıştı. Ailen, öğretmenlerin, toplum, gazeteler, kitaplar...Sana nasıl yaşaman gerektiğini anlattılar, ne yapman gerektiğini ve kim olduğunu. Sen fazla bir şey istemedin aslında... Mutlu, başarılı olmak, sevmek, sevilmek, hayallerini yaşamak, kendini değerli hissetmek...Yaşadıklarınla, zamanla, ruhun, zihnin karıştı. Artık sana anlatılanlara daruhun doydu.
    Ben de çok sıkıldım. Mutluluk için, başarı için, kendim olmak için bana sürekli vaatlerde bulunan kitaplardan, seminerlerden, kurallardan, öğretilerden...
    Yıllarca yol aldım, oradan oraya sürüklendim...Sonunda cümleleri topladım. Ve elimde tuttuğun sayfalara taşıdım.
    İnsanlara karıştım, gözlerine baktım, yüreklerinde yer buldum. Sorum aynıydı, " Gerçekten yaşıyor musun? Yoksa sadece nefesmi alıyorsun?"
    Her cümlesi damıtılarak yazılmış, deneyimle ve gerçek hayatla boyanmış gerçeğimi paylaşıyorum. Klişelerden, basmakalıp sözcüklerden uzak yüreğimi ve dünyamı ardına kadar sana açıyorum. Günahlarınla, sevaplarınla, eksiklerin artılarınla, karanık noktalarınla, yaralarınla sen, sensin... Tüm kapılarını açacak, seni gerçekten yaşamaya götürecek bir tane gerçek var. Elinde tuttuğun sayfalar, onu sana göstermeye geldi.

    Kitapları ve Yaşam Atölyesi ile yüz binlerce insana ulaşan Aret VARTANYAN, Gerçekten Yaşıyor musun?'da kendimiz olabildiğimiz, hayallerimizi yaşadığımız ve son nefeste "İyi ki yaşadım!" diyeceğimiz bir yaşamın sırlarını paylaşıyor.

   Uzun lafın kısası Gerçekten Yaşıyor musun? ile ben Kişisel Gelişim kitapları ile ilişkimi resmi olarak sonlandırmış bulunuyorum. Hem kendime hem de yazara haksızlık yapma durumu beni cidden mutsuz ediyor. O yüzden Kişisel Gelişim kitapları okumayı sevenlere de hayatta başarılar diliyorum:)

20 Haziran 2013 Perşembe

Meriç RENKVER- İLKGÜZ AĞRISI

    Hayatım boyunca hediye almaya bayılan biri olmama, deli gibi kitap okumama rağmen ne yazık ki yakın çevrem tabii istisnalar hariç bana hiç kitap hediye etmezken; Twitterdan TB Yayıncılık 'ın  tatlı kurucusu Beyhan hanım'ın hediyesi bu kitap:)
    Tarihimi de attım...

    Arka Kapak;
    " A harfinden kaçındıkça, aklına hep a harfi içeren kelimeler geliyordu. Tabii ilk sırayı a ile başlayan fiiler alıyordu; Anlamak, acımak, açıklamak, ağlamak, akıllanmak, aldanmak, aramak, arınmak, aşağılanmak, aşmak, ayrılmak... Kelimelerin içinde ne kadar çok a vardı. " Anlamayı kullanmamak için anlamamalıyım, aglamayı kullanmamak için ağlamamalıyım, aldanmayı kullanmamak için aldanmamalıyım..." derken, kafası iyice karışmıştı. A'dan kurtulmak isterken, sürekli a'lara takılıyordu. "

    İlkgüz Ağrısı 12 hikayeden oluşan çok keyifli bir kitap. Ben ki öykü kitaplarını çok fazla sevmezken bu kısa kısa öyküleri keyifle okudum. Öykü sever Kitap Bağımlıları içinse okumak için doğru bir tercih olabilir. Keyifle okuyun:)

18 Haziran 2013 Salı

Sabahattin ALİ- SIRÇA KÖŞK

   Blogumu takip edip, beni tanıyanlar ne kadar çok Sabahattin ALİ okumayı sevdiğimi bilirler. İlk tanışmamız Kürk Mantolu Madonna ile başlayıp Kuyucaklı Yusuf , İçimdeki Şeytan, Mahkemelerde , Değirmen ile devam ettikten sonra sıra Sırça Köşk'e geldi...
    Tarihimi de attım...

    Arka Kapak;
    " Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostla, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. " Her kötü, sakat şeyleri mi göreceksin? " diyorlar. " Hep açlardan, çıplaklardan dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir karış toprak, bir bakraç su için birbirini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanalardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi solu, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu? "
                                                                                          " Bahtiyar Köpek " adlı öyküden

    Türk edebiyatının büyük öykücüsünden zamana karşı koyan öyküler.

    Sabahattin ALİ hep çok güzel öyküler yazmış, bende onu zevkle okumuşumdur ama Sırça Köşk diğerlerinden de daha güzel daha keyifli öykülerle dolu bir kitap. Karmakarışık olan ülkem de kafanızı daha da karıştırmıycak harika bir kitap! Keyifle okuyun derim...

12 Haziran 2013 Çarşamba

P.C. CAST- KRISTIN CAST- SEÇİLMİŞ

   Serinin ilk kitabı İŞARET, ikinci kitabı İHANET 'i okuduktan sonra sıra seri'nin üçüncü kitabı Seçilmiş'e gelmişti bile...
    Tarihimi de attım...

    Arka Kapak;
    Büyük bir felaket Zoey Kızılkuş'u bekliyor. En iyi arkadaşı artık ölümsüz. Dostları birer düşmana dönüşmekteler. Düşmanları ise birer dosta. Ve o kana susamış üç erkekle aynı anda çıkmaktadır. Genç bir vampir olmak hiç bu kadar cehenneme dünüşmemişti.
      334 sayfa bir günde bitti ve ben de nefes almadan okudum desem yalan olmaz. Nasıl güzel bir kurgu, nasıl sürükleyici bir seri ve alışılmışın dışında bir Vampir romanı okumak istiyorsanız Gece Evi serisi harika bir tercih olur. Zoey'in başına gelenlere inanamıycaksınız. Kim dostu kim düşmanı anlamakta güçlük çekerken yaşadıkları çok acımasız. Ben bu satırları yazarken bile aklım daha başlamadığım serinin dördüncü kitabı Vahşi'yi okumak için sabırsızlanıyorum... DAYAN GEZİ PARKI

P.C CAST- KRISTIN CAST- İHANET

   Serinin ilk kitabını heyecanla bitirdikten ve seri kitaplara olan bağımlılığımdan dolayı ikinci kitap İhanet'e heyecanla başladım...
    Tarihimi de attım...
    Arka Kapak;
    Zoey için hayat harika bir şekilde akıp gitmektedir. O sonunda vampir tanrıçasının ona verdiği büyük güçlerle barışık hale gelmiştir ve okulun bir parçası olduğunu içtenlikle hisseder. Fakat ardından hesapta olmayan bir şey gerçekleşir: Küçük yaştaki çocuklar öldürülür ve bütün deliller Gece Evi'ni işaret etmektedir. Zoey kendini eşsiz kılan yeteneklerin sevdiklerine karşı bir tehtit unsuru olabileceğini anlar.
    Evet ne kadar aklım Gezi Parkı'nda, gözüm Twitter'da, kulağım Halk Tv de olsa da ne yazık ki tüm olanlara rağmen hayat devam ediyor.. :( İçimden okumak, yazmak gelmese de bu zaman da daha çok okumam daha çok yazmam daha çok farkında olmam gerektiğini düşünüyorum!!!
    O yüzden 351 sayfa en azından benim böyle bir zaman da kısa süreli bile olsa kafamı dağıtmama yardımcı oldu. İşaret'in ikinci kitabı İhanet de soluksuz bir şekilde okuyabileceğiniz Gece Evi'nin macerası devam ediyor. Daha da ayrıntısını yazmakta içimden gelmiyor zaten:( DİREN GEZİ PARKI...

10 Haziran 2013 Pazartesi

Kezban ŞAHİN TAYSUN- KAFESTEKİ KALP

     Yazarların ilk kitaplarını okumak beni her zaman mutlu etmiştir. Her sayfayı çevirirken, her satırı okurken onların yazarken yaşadığı heyecana ortak oluyormuşum hissi harika hissetmeme sebep oluyor. Sevgili Kezban hanım bana blogum sayesinde ulaşıp, kitabını göndermek istediğini söylediğinde Kafesteki Kalp'i heyecanla beklemeye başlamıştım bile...
    Arka Kapak;
    Bir kadın pek çok ayıbın günah keçisi gösterildiğinde, kendi doğrularını bulabilme ve uygulama konusunda ne kadar şanslı olabilir? Çöüzm nedir? Ayıp olmasın diye, vicdanı olmayan hazır doğruları kabul etmek midir yoksa kendine ayıp etmeden yaşamayı öğrenmek midir?
    "...Yaydan fırlayan bir ok gibi saplanır, kuru iftira! Üzerine değen kötü sözcüğün gölgesinde kıvrandığını algılarsın. Sana yakışmayan bir olayın içine çekilmişsindir. Onu uyduranlar kıvranmandan keyif alırlar. Parçalara ayrılmış çaresizliğin yaşatır onları. Kimse leke almak istemez aslında. Adın değişir, yeni sıfatlar alırsın! Kız kurusu Nesrin, kötü Alev, dul Sedife gibi..."
    Üç kadın; Gülşen, Meriç ve Emine onları yok sayan hazır doğrular karşısında nasıl davranacaklardır? Gülşen, yolculuğu sırasında kendisine yöneltilen zor soruların yanıtlarını bulacak mıdır? " Kafesteki Kalp" sizi farklı bir yolculuğa davet ediyor.

   224 sayfa boyunca kadınların çektiği acıları, baskıları farklı farklı hikayelerle ama birbirine bağlı olarak okuyabileceğiniz sosyal sorumluluk içeren bir kitap. Heyecanla başladığım bu kitap ne yazık ki güzel ülkemde yaşanan zor zamanlara denk geldiğinden keyfini çıkaramadım :( O yüzden yazabilecek bir şey bulamamanın üzüntüsü içinde bence Kezban hanım'ın ilk kitabı olduğu ve hem cinslerimizin sorunlarını yazdığı için okunası, alınası bir kitap. #direngezi

7 Haziran 2013 Cuma

Mayıs Ayı Ganimetlerim- 2013

    Zor günler yaşadığımız güzel ülkem de canım hiçbirşey yapmak istemez, kitap okumak bile keyif  vermezken durup düşününce bu zaman da daha fazla okumayacağımda ne zaman okuyacağım diye düşünüp tekrar blogum da yazmaya, her zaman okuduğumdan daha fazla okumaya karar verdim...
    Bakalım bu ay'ın ganimetleri nelermiş!
    1- Ahmet ALTAN- SON OYUN okumak için tık tık

    2- Kezban ŞAHİN TAYSUN- KAFESTEKİ KALP
    3- Hande ALTAYLI- KAHPERENGİ okumak için tık tık

    4- Zülfü LİVANELİ- KARDEŞİMİN HİKAYESİ okumak için tık tık
    5- Yusuf ATILGAN- AYLAK ADAM

    6- Sabahattin ALİ- DEĞİRMEN okumak için tık tık

    7- Ahmet SAATÇİOĞLU- PARALEL DÜNYALAR okumak için tık tık
   8- Oben BUDAK- HAYVAN okumak için tık tık

    9- Yaşar KEMAL- ÇIPLAK ADA ÇIPLAK DENİZ- BİR ADA HİKAYESİ-4 okumak için tık tık

    10- Aydın BOYSAN- ŞEREFE okumak için tık tık
    Ben Mayıs Ayı Ganimetlerimi Gezi Parkı Kütüphanesine bıraktım bile hadi siz de elinizde ki kitapları Gezi Parkına getirin olmaz mı?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...