22 Kasım 2012 Perşembe

Cloud Atlas/ Bulut Atlası

Vizyona girdiği günden ne yazık ki yoğunluktan dolayı 23 gün sonra izleyebildiğim bir film Bulut Atlası...     1850'lerden bir kaşifin macerası, 1930'lardan eşcinsel bir müzisyenin aşkı, 1970'lerden bir gazetecinin kahramanlığı, bir yayıncının huzurevinden kaçışı, geleceğin Seul'undan bir klon isyanı ve kıyamet sonrası...Tüm bu hikayeleri içeren bir senaryo; Tom Hanks, Halle Berry, Hugo Weaving, Jim Broadbent, Susan Sarandon, Hugh Grand'ın olduğu zengin bir kadro...

   Film vizyona girer girmez her izleyenden bir ses çıktı. Kimi çok beğendi, kimi hiç beğenmedi, kimi çok sıkıldı, kimi sıkılmadı, kimi gözlerini ayırmadan dikkatlice izlerken, kimi filmin bitmesini bile beklemeden salonu terk etti. Sanırım tek ortak nokta filmin süresinin çok uzun olmasıydı. :)
   Ben iyi ya da kötü hiç farketmez çok eleştiri alan şeylerle ilgili etrafımda ki seslere kulak vermektense kendim yaşayıp, deneyimlemeyi sevenlerdenim. Bulut Atlası'nda da öyle yaptım ki iyi ki öyle de yapmışım. Çünkü ben filmi çok beğendim.
   Evet filmde 6 farklı hikaye ve 6 farklı zaman dilimi var ve bu hikayelerin her biri aslında birbiri ile bağlantılı olayları anlatıyor. Ama beni özellikle ikisi çok etkiledi. 1930'larda eşcinsel bir müzisyenin aşkı ile geleceğin Seul'undan bir klon isyanı ve kıyamet sonrası...
   Bulut Atlası son zamanlarda vizyona giren başarılı filmlerden bir tanesi mutlaka izlemeli. İyi seyirler...

20 Kasım 2012 Salı

Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum

2012-2013 Tiyatro sezonunun yedinci oyunu da "Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum"
Oyuncular;
Steffy: Bestem TÜREN
Libby TUCKER: Derya ÇETİNEL
Herbert TUCKER: Erhan YAZICIOĞLU

Konusu;
Libby Tucker'ın, on altı yıldır görmediği babasının yanına geldiğinde nasıl karşılanacağı hakkında hiçbir fikri yoktur. Hollywood'da senaryo yazarı olan babası Herbert Tucker, onun sinema artisti olma hayallerine yardım edecek midir? Bu karşılaşmayla başlayan geçmişin sorgulanmasına, babasının kız arkadaşı Steffy ile arasındaki sorunlar da eklenince gerilim artar.

   Bu oyun hakkında özel bir sebepten dolayı yorum yazmak istemiyorum. Ama buradan da oyun'u paylaşmak istedim. Keyifli ve güzel bir oyun izlemek isterseniz Şehir Tiyatroları'nın Aralık ayı programında var buradan ulaşabilirsiniz. İyi seyirler...

TwitPaşa - PAŞAPORT

  Twitterdan kız kardeşim'in ısrarı ile takip etmeye başlamıştım TwitPasa 'yı. Sonrasında kitabının çıktığını duyunca aslında biraz önyargılı yaklaşarak alsam mı? almasam mı? diye düştüğüm ikilemden merakıma yenik düşerek okumaya başladım Paşaport'u... :)
    Tarihimi de attım! Hatta aynı gün hem başlayıp, hem de bitirdim. :)

    Arka Kapak;
  Twitter ülkemizde daha bu kadar popüler değilken, o, Twitter'da popülerdi. Seyahat notlarıyla ve karşılaştığı ilginç durumlara espirili yorumlarıyla okuyuculara kendini sevdiren ve kısa zamanda takipçilerini çoğaltan TwitPaşa, gezip gördüğü yerleri kendi uslubuyla anlatıyor. Paşaport'u okurken dünyanın çeşitli ülkelerini ve kültürlerini yakından tanıyacak, aynı zamanda Paşa'nın başından geçenlere tanık olacaksınız. Onunla birlikte yolculuk yapmanın ne kadar eğlenceli olduğunu keşfedip, yazdıklarına kahkahayla eşlik edeceksiniz. Kemerinizi bağlayın, iyi yolculuklar.

   Evet ben Paşaport'a korkunç bir önyargıyla başladım ama 163 sayfa'nın her sayfası önyargımdan dolayı beni utandırdı :( Paşaport, twitter fenomeni TwitPaşa'nın Dünya da gezdiği 21 lokasyonu; bu yolculuklarda yaşadıklarını, tanıdığı insanları, kültür faklılıklarını, yediğini, içtiğini, başına gelen komik olayları anlatıyor. Kitap bittikten sonra neden 363 değil de 163 sayfa diye çok üzüldüm ki bu benim için her zaman olmayan bir his! 

 Ben ne yazık ki Paşaport'ta yazdığı hiçbir yere henüz gitmeyenlerdenim ama birgün kitapta paylaştığı herhangi bir ülkeye gidersem Paşaport kesinlikle benim rehberim olacak. :)
  Seyahat etmeyi seviyorsanız, yok seyahat etmekten hoşlanmam ama anı kitabı okumayı seviyorum diyorsanız, yok onu da sevmem ama Twitter'da ki TwitPaşa ne yazmışta Kitap Bağımlısı bu kadar sevmiş diyorsanız KESİNLİKLE bu kitabı okumalısınız!!!

Yazara Not: Keşke yazıların arasında o seyahatlerde çekilen fotograflarda olsaydı!

19 Kasım 2012 Pazartesi

Ayşe ARMAN- ALYA, SEVGİLİM VE BEN Bizim Hikayemiz...

   Evet sıkı bir Ayşe ARMAN okuyucusuyum o yüzden bu kitap çıkar çıkmaz alıp hemen okumuştum. Kitabı alırken beni en çok mutlu eden şey ise tam Ayşe ARMAN'lık bir hareket olan kitabın geliri'nim Lösev'e bağışlanmasıydı! Hem sevdiğim yazar'ın ilk kitabını keyifle okudum hem de Lösev'e yardım etmiş oldum:)
    Arka Kapak;
En başta " Alya kitabı" yapmak üzere yola çıktık.
Ama sonra baktık, kitap, "Alya kitabı" olmaktan çıkmış, esas olarak bizim minik, çekirdek ailemizin hikayesi olmuş
Bu sayfalar bizi anlatıyor.
İçeriden sansürsüz.
Katıksız.
Bu kitap, buzdolabının üzerine yapıştırılmış olan, yazı masamın arkasında asılı duran fotograflardan oluşuyor.
Tamamen doğal fotograflar.
Bizim ev halimiz.
En basit, en yalın, en samimi...
Ve ben seviyorum bu halimizi.
Bu benim hayattaki en büyük başarım;
Böyle bir aileye sahip olmak.

   Önce bu kitabın hazırlanmasında emeği geçen herkesi tebrik etmek istiyorum. Kapağı, fotografları, baskısı, kitap içi dizaynı o kadar güzel ki insanı resmen büyülüyor. Ayşe ARMAN arka kapakta da yazdığı gibi kitapta aşık olduğu adamı, Alyasını, evini, hayatını kısa kısa anlatıyor. Kaleminden daha çok o kadar çok ve güzel fotograf var ki insana modern foto roman tadı veriyor:)
   Hem Ayşe ARMAN'ı seviyorsanız hem de yanında onu sevmekten çok Lösev'e ufakta olsa katkıda bulunmak istiyorsanız hemen bu kitabı alın derim ama burdan Ayşe ARMAN'a sesleniyorum ikinci kitap ne zaman?:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...