

Film vizyona girer girmez her izleyenden bir ses çıktı. Kimi çok beğendi, kimi hiç beğenmedi, kimi çok sıkıldı, kimi sıkılmadı, kimi gözlerini ayırmadan dikkatlice izlerken, kimi filmin bitmesini bile beklemeden salonu terk etti. Sanırım tek ortak nokta filmin süresinin çok uzun olmasıydı. :)
Ben iyi ya da kötü hiç farketmez çok eleştiri alan şeylerle ilgili etrafımda ki seslere kulak vermektense kendim yaşayıp, deneyimlemeyi sevenlerdenim. Bulut Atlası'nda da öyle yaptım ki iyi ki öyle de yapmışım. Çünkü ben filmi çok beğendim.
Evet filmde 6 farklı hikaye ve 6 farklı zaman dilimi var ve bu hikayelerin her biri aslında birbiri ile bağlantılı olayları anlatıyor. Ama beni özellikle ikisi çok etkiledi. 1930'larda eşcinsel bir müzisyenin aşkı ile geleceğin Seul'undan bir klon isyanı ve kıyamet sonrası...
Bulut Atlası son zamanlarda vizyona giren başarılı filmlerden bir tanesi mutlaka izlemeli. İyi seyirler...