Beni bilenler tavsiye üzerine kitap okumayı çok sevdiğimi bilirler. Temizlikçi ile tanışmamız da kitap tutkunu bir doktorumuzun tavsiyesidir. Hımmm her zaman tavsiyeler de mutlu sonla bitmezken bu kitap son yıllarda okuduğum en iyi kitap kategorisin de 1 numaraya oturdu bile...
Arka Kapak;
KANINIZI DONDURACAK BİR SERİ KATİL ROMANI
İşte Joe. O bir seri katil ve aynı zamanda bir polis merkezinde temizlikçi olarak çalışıyor. Şimdi de kendisini taklit eden bir katilin peşinde!
"Cleave, sizi soluksuz okumaya ve sona geldiğinizde kendinizi dışarı atıp derhal başka bir kitabını bulmaya zorluyor."
New Zealand Lawyer Magazine
"İşte polisiyeye gelince, Cleave okuyucuya nasıl kanca takacağını biliyor."
Sunday Herald
"Cleave, korkunun buzdan parmaklarıyla hayal gücünü koparıp atmakta bariz bir beceriklilik sergiliyor."
Christchurch Press
"Bir seri katilin perspektifinden yazılmış eğlenceli bir roman kulağa imkansız ya da son derece hastalıklı gelebilir; ya da her ikisi de. Ama bu ilk romanında Paul Cleave başarılı bir şekilde bunun altından kalkıyor."
mX magazine, Melbourne
Şaşırtıcı ve merak uyandıran bu zekice yazılmış roman bir seri katilin zihninin derinliklerine inen ürkütücü bir yolculuk gibi.
Her kitabı yazarken, tavsiye ederken iddaalı olmayı sevmem ama bazı kitaplar bunu hakediyor, Temizlikçi de bunlardan biri! 456 sayfa soluksuz okunacak harika bir kurgu. Karşınızda öyle manyak bir katil var ki ağzınız açık kalacak. Joe; kıtır kıtır insan öldürürken katil, polis merkezinde çalışırken temizlikçi, annesinin biricik oğlu, Turşu ve Yehova'nın tatlı sahibi! Polis Merkezinde yana yakıla katil aranırken o katilin burunlarının dibinde olduğunu bilmemek kabus olsa gerek. Bu zamana kadar okuduğunuz tüm seri katil, gerilim, cinayet romanları kafanızdan silin her seferinde anlatılanların dışında bu sefer de katilin ağzından bir de hikayeyi okuyun bakalım benim kadar çok beğenicek misiniz?
28 Haziran 2013 Cuma
25 Haziran 2013 Salı
Onur BAŞTÜRK- EV SAHİBİ
Onur BAŞTÜRK'le Kitap Bağımlısı'nın tanışması 2011 yılında Uydurukçu ile başlamıştı. İkinci kitap ne zaman çıkar diye heyecanla beklerken Ev Sahibi ile karşılaşmamız çok hoş oldu:)
Tarihimi de attım:)
Arka Kapak;
SİZİN KAPINIZ KİM?
Sırma ve Selma...Taban tabana zıt karekterlerde iki hostes. New York- İstanbul uçuşunda bir araya geldiklerinde henüz içine düştükleri tuhaf labirentin farkında değiller...Birden çok çıkış kapısına sahip bu labirentin gizemli mimarını da asla yeterince tanımıyorlar. Ama o, yani Ev Sahibi herkesi tanıyor!
"Aslında her bakışımız, hareketimiz ve konuşmamızla o anda başka bir kapıyı aralıyor ve oradan içeri giriyoruz. Tüm bu kapıların önceden belirlenmiş olduğuna inanmak istiyor musunuz? Peki size şunu söylesem: İsterseniz kendinize yeni kapılar yaratabilir, yazılı olanı değiştirebilirsiniz!"
Gazeteci-yazar Onur Baştürk, on iki şehir hikayesinin yer aldığı ilk kitabı Uydurukçu'dan sonra bu kez sonuna dek soluk soluğa okunacak gizemli bir romanla karşınızda. Ev Sahibi, 21. yüzyılın modern insanını naif gelecek türden saf bir aşkla, ama aynı profile hiç de tuhaf gelmeyecek "Ana Yemek" adı verilen bir seks partisine şahit ederek okuyucu şaşırıyor.
Ve hiçbir şeyin tesadüf olmadığının acı/tatlı gerçeğiyle baş başa bırakıyor.
Bir kere 188 sayfanın sonunda şunu söylemeyim ki.. Ev Sahibi kesinlikle bu yazın kitabı!!!
Bol bol yol da, metro da, kumsal da rastlayıp, masa sohbetlerinde kulak misafiri olacağınızdan eminim. Evet, Uydurukçu da çok keyifli bir kitaptı ama ben Ev Sahibi'nin bu kadar iyi olabilceğini hiç düşünmemiştim. O zaman hadi anlat bizi meraklandırma derseniz de Ev Sahibi çok da anlatılabilcek türde bir kitap değil. Sadece şunu söylemeliyim ki hayatta hiç bir şey sebepsiz değil!!! Sırma, Selma, Kaan, Esra, Ela, Zerrin(?), Lale, Dilara(?), Ev Sahibi'nin o kadar ayrı hayatları varken aslında farkında olmadan nasıl kaderlerinin değişmesine sebep olduklarını okurken sık sık "yok artık" diyerek okuyacağınız bir kitap.
Ev Sahibi harika bir kurgu olmasına rağmen Onur BAŞTÜRK'ün bu hikayeyi yazarken kimden, kimlerden ilham aldığını çok merak ediyorum. Bu kadar şehrin nabzını tutan biri olmasından dolayı da tamamı olmasa da kesinlikle gerçekçi kısımları olduğuna inanıyorum...
Ev Sahibi kimdir? Bu nasıl bir kitapdır? diyorsanız vakit kaybetmeden alıp, okuyup, yorumlarınızı benimle paylaşın derim:)
Tarihimi de attım:)
Arka Kapak;
SİZİN KAPINIZ KİM?
Sırma ve Selma...Taban tabana zıt karekterlerde iki hostes. New York- İstanbul uçuşunda bir araya geldiklerinde henüz içine düştükleri tuhaf labirentin farkında değiller...Birden çok çıkış kapısına sahip bu labirentin gizemli mimarını da asla yeterince tanımıyorlar. Ama o, yani Ev Sahibi herkesi tanıyor!
"Aslında her bakışımız, hareketimiz ve konuşmamızla o anda başka bir kapıyı aralıyor ve oradan içeri giriyoruz. Tüm bu kapıların önceden belirlenmiş olduğuna inanmak istiyor musunuz? Peki size şunu söylesem: İsterseniz kendinize yeni kapılar yaratabilir, yazılı olanı değiştirebilirsiniz!"
Gazeteci-yazar Onur Baştürk, on iki şehir hikayesinin yer aldığı ilk kitabı Uydurukçu'dan sonra bu kez sonuna dek soluk soluğa okunacak gizemli bir romanla karşınızda. Ev Sahibi, 21. yüzyılın modern insanını naif gelecek türden saf bir aşkla, ama aynı profile hiç de tuhaf gelmeyecek "Ana Yemek" adı verilen bir seks partisine şahit ederek okuyucu şaşırıyor.
Ve hiçbir şeyin tesadüf olmadığının acı/tatlı gerçeğiyle baş başa bırakıyor.
Bir kere 188 sayfanın sonunda şunu söylemeyim ki.. Ev Sahibi kesinlikle bu yazın kitabı!!!
Bol bol yol da, metro da, kumsal da rastlayıp, masa sohbetlerinde kulak misafiri olacağınızdan eminim. Evet, Uydurukçu da çok keyifli bir kitaptı ama ben Ev Sahibi'nin bu kadar iyi olabilceğini hiç düşünmemiştim. O zaman hadi anlat bizi meraklandırma derseniz de Ev Sahibi çok da anlatılabilcek türde bir kitap değil. Sadece şunu söylemeliyim ki hayatta hiç bir şey sebepsiz değil!!! Sırma, Selma, Kaan, Esra, Ela, Zerrin(?), Lale, Dilara(?), Ev Sahibi'nin o kadar ayrı hayatları varken aslında farkında olmadan nasıl kaderlerinin değişmesine sebep olduklarını okurken sık sık "yok artık" diyerek okuyacağınız bir kitap.
Ev Sahibi harika bir kurgu olmasına rağmen Onur BAŞTÜRK'ün bu hikayeyi yazarken kimden, kimlerden ilham aldığını çok merak ediyorum. Bu kadar şehrin nabzını tutan biri olmasından dolayı da tamamı olmasa da kesinlikle gerçekçi kısımları olduğuna inanıyorum...
Ev Sahibi kimdir? Bu nasıl bir kitapdır? diyorsanız vakit kaybetmeden alıp, okuyup, yorumlarınızı benimle paylaşın derim:)
24 Haziran 2013 Pazartesi
Aret VARTANYAN- GERÇEKTEN YAŞIYOR MUSUN? yoksa sadece nefes mi alıyorsun...
Kişisel gelişim kitaplarını hiç alışamamama rağmen niye ısrarla arada sırada da olsa okuduğumu sorarsanız inanın verecek mantıklı bir açıklamam yok!!! Bu okuduğum ikinci Aret VARTANYAN kitabı...
Tarihimi de attım...
Arka Kapak;
Sana karşı dürüst olacağım.
Bugüne kadar herkes sana bir şeyler anlatmaya çalıştı. Ailen, öğretmenlerin, toplum, gazeteler, kitaplar...Sana nasıl yaşaman gerektiğini anlattılar, ne yapman gerektiğini ve kim olduğunu. Sen fazla bir şey istemedin aslında... Mutlu, başarılı olmak, sevmek, sevilmek, hayallerini yaşamak, kendini değerli hissetmek...Yaşadıklarınla, zamanla, ruhun, zihnin karıştı. Artık sana anlatılanlara daruhun doydu.
Ben de çok sıkıldım. Mutluluk için, başarı için, kendim olmak için bana sürekli vaatlerde bulunan kitaplardan, seminerlerden, kurallardan, öğretilerden...
Yıllarca yol aldım, oradan oraya sürüklendim...Sonunda cümleleri topladım. Ve elimde tuttuğun sayfalara taşıdım.
İnsanlara karıştım, gözlerine baktım, yüreklerinde yer buldum. Sorum aynıydı, " Gerçekten yaşıyor musun? Yoksa sadece nefesmi alıyorsun?"
Her cümlesi damıtılarak yazılmış, deneyimle ve gerçek hayatla boyanmış gerçeğimi paylaşıyorum. Klişelerden, basmakalıp sözcüklerden uzak yüreğimi ve dünyamı ardına kadar sana açıyorum. Günahlarınla, sevaplarınla, eksiklerin artılarınla, karanık noktalarınla, yaralarınla sen, sensin... Tüm kapılarını açacak, seni gerçekten yaşamaya götürecek bir tane gerçek var. Elinde tuttuğun sayfalar, onu sana göstermeye geldi.
Kitapları ve Yaşam Atölyesi ile yüz binlerce insana ulaşan Aret VARTANYAN, Gerçekten Yaşıyor musun?'da kendimiz olabildiğimiz, hayallerimizi yaşadığımız ve son nefeste "İyi ki yaşadım!" diyeceğimiz bir yaşamın sırlarını paylaşıyor.
Uzun lafın kısası Gerçekten Yaşıyor musun? ile ben Kişisel Gelişim kitapları ile ilişkimi resmi olarak sonlandırmış bulunuyorum. Hem kendime hem de yazara haksızlık yapma durumu beni cidden mutsuz ediyor. O yüzden Kişisel Gelişim kitapları okumayı sevenlere de hayatta başarılar diliyorum:)
Tarihimi de attım...
Arka Kapak;
Sana karşı dürüst olacağım.
Bugüne kadar herkes sana bir şeyler anlatmaya çalıştı. Ailen, öğretmenlerin, toplum, gazeteler, kitaplar...Sana nasıl yaşaman gerektiğini anlattılar, ne yapman gerektiğini ve kim olduğunu. Sen fazla bir şey istemedin aslında... Mutlu, başarılı olmak, sevmek, sevilmek, hayallerini yaşamak, kendini değerli hissetmek...Yaşadıklarınla, zamanla, ruhun, zihnin karıştı. Artık sana anlatılanlara daruhun doydu.
Ben de çok sıkıldım. Mutluluk için, başarı için, kendim olmak için bana sürekli vaatlerde bulunan kitaplardan, seminerlerden, kurallardan, öğretilerden...
Yıllarca yol aldım, oradan oraya sürüklendim...Sonunda cümleleri topladım. Ve elimde tuttuğun sayfalara taşıdım.
İnsanlara karıştım, gözlerine baktım, yüreklerinde yer buldum. Sorum aynıydı, " Gerçekten yaşıyor musun? Yoksa sadece nefesmi alıyorsun?"
Her cümlesi damıtılarak yazılmış, deneyimle ve gerçek hayatla boyanmış gerçeğimi paylaşıyorum. Klişelerden, basmakalıp sözcüklerden uzak yüreğimi ve dünyamı ardına kadar sana açıyorum. Günahlarınla, sevaplarınla, eksiklerin artılarınla, karanık noktalarınla, yaralarınla sen, sensin... Tüm kapılarını açacak, seni gerçekten yaşamaya götürecek bir tane gerçek var. Elinde tuttuğun sayfalar, onu sana göstermeye geldi.
Kitapları ve Yaşam Atölyesi ile yüz binlerce insana ulaşan Aret VARTANYAN, Gerçekten Yaşıyor musun?'da kendimiz olabildiğimiz, hayallerimizi yaşadığımız ve son nefeste "İyi ki yaşadım!" diyeceğimiz bir yaşamın sırlarını paylaşıyor.
Uzun lafın kısası Gerçekten Yaşıyor musun? ile ben Kişisel Gelişim kitapları ile ilişkimi resmi olarak sonlandırmış bulunuyorum. Hem kendime hem de yazara haksızlık yapma durumu beni cidden mutsuz ediyor. O yüzden Kişisel Gelişim kitapları okumayı sevenlere de hayatta başarılar diliyorum:)
20 Haziran 2013 Perşembe
Meriç RENKVER- İLKGÜZ AĞRISI
Hayatım boyunca hediye almaya bayılan biri olmama, deli gibi kitap okumama rağmen ne yazık ki yakın çevrem tabii istisnalar hariç bana hiç kitap hediye etmezken; Twitterdan TB Yayıncılık 'ın tatlı kurucusu Beyhan hanım'ın hediyesi bu kitap:)
Tarihimi de attım...
Arka Kapak;
" A harfinden kaçındıkça, aklına hep a harfi içeren kelimeler geliyordu. Tabii ilk sırayı a ile başlayan fiiler alıyordu; Anlamak, acımak, açıklamak, ağlamak, akıllanmak, aldanmak, aramak, arınmak, aşağılanmak, aşmak, ayrılmak... Kelimelerin içinde ne kadar çok a vardı. " Anlamayı kullanmamak için anlamamalıyım, aglamayı kullanmamak için ağlamamalıyım, aldanmayı kullanmamak için aldanmamalıyım..." derken, kafası iyice karışmıştı. A'dan kurtulmak isterken, sürekli a'lara takılıyordu. "
İlkgüz Ağrısı 12 hikayeden oluşan çok keyifli bir kitap. Ben ki öykü kitaplarını çok fazla sevmezken bu kısa kısa öyküleri keyifle okudum. Öykü sever Kitap Bağımlıları içinse okumak için doğru bir tercih olabilir. Keyifle okuyun:)
Tarihimi de attım...
Arka Kapak;
" A harfinden kaçındıkça, aklına hep a harfi içeren kelimeler geliyordu. Tabii ilk sırayı a ile başlayan fiiler alıyordu; Anlamak, acımak, açıklamak, ağlamak, akıllanmak, aldanmak, aramak, arınmak, aşağılanmak, aşmak, ayrılmak... Kelimelerin içinde ne kadar çok a vardı. " Anlamayı kullanmamak için anlamamalıyım, aglamayı kullanmamak için ağlamamalıyım, aldanmayı kullanmamak için aldanmamalıyım..." derken, kafası iyice karışmıştı. A'dan kurtulmak isterken, sürekli a'lara takılıyordu. "
İlkgüz Ağrısı 12 hikayeden oluşan çok keyifli bir kitap. Ben ki öykü kitaplarını çok fazla sevmezken bu kısa kısa öyküleri keyifle okudum. Öykü sever Kitap Bağımlıları içinse okumak için doğru bir tercih olabilir. Keyifle okuyun:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)