19 Şubat 2015 Perşembe

Ocak Ayı Ganimetlerim- 2015

Ocak Ayı Ganimetleri
   Aslında hiç böyle olsun istememişim ama ne yazık ki evlendikten sonra okuma alışkanlığım biraz yavaşladı.:( Yine kitaplarım hayatımın en baş köşesinde ama insanın kendi evinin olmasının getirdiği sorumluluklar arttıkça okuma hızı da yavaşlıyormuş!!! Bana göre oldukça az Ocak ayı ganimetlerim nelermiş bakalım?

1- Haruki MURAKAMİ- Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları okumak için tık tık

2- Stefan ZWEIG- Amok Koşucusu
Stefan ZWEIG- Amok Koşucusu

3- Jean Christophe GRANGE- Taş Meclisi
Jean Christophe GRANGE- Taş Meclisi
Benimkiler bunlar peki sizin Ocak ayı ganimetleriniz neler hadi benimle paylaşın olur mu???

Sevgiler Kitap Bağımlısı

2 Şubat 2015 Pazartesi

Orhan PAMUK- KAFAMDA BİR TUHAFLIK

  Herkesin kendine göre bir sebebi var Orhan PAMUK sevip, sevmemek için ama ben kesinlikle sevenler tarafındayım. Onun ağdalı dilini, her kitabında mutlaka unutulmayacak bir kahraman çıkarmasını çok seviyorum. Masumiyet Müzesinden sonra da son kitabı çıkar çıkmaz alıp, keyif ile okudum...

Kitap Bağımlısı klasiği tarihimi de attım...
 
   Arka Kapak;
   Orhan PAMUK Kafamda Bir Tuhaflık hem bir aşk hikayesi hem de modern bir destan. Orhan PAMUK'un üzerinde altı yıl çalıştığı roman, bozacı Mevlut ile üç yıl aşk mektupları yazdığı sevgilisinin İstanbul'daki hayatlarını hikaye ediyor.

   1969 ile 2012 arasında, kırk yılı aşkın bir süre Mevlut, İstanbul sokaklarında yoğurtçuluk, pilavcılık, otopark bekçiliği gibi pek çok iş yapar. Bir yandan sokakların çeşit çeşit insanlarla dolmasını, şehri büyük bölümünün yıkılıp yeniden inşa edilmesini, Anadolu'dan gelip zengin olanları izler; diğer yandan ülkenin içinden geçtiği dönüşümlere, siyasi çatışmalara, darbelere tanık olur. Onu başkalarından farklı kılan şeyin, kafasındaki tuhaflığın kaynağını merak eder. Ama kış akşamları boza satmaktan ve sevgilisinin aslında kim olduğunu düşünmekten hiç vazgeçmez.

   Aşkta insanın niyetimi daha önemlidir, kısmeti mi? Mutluluk veya mutsuzluğumuz bizim seçimlerimize mi bağlıdır, yoksa bizim dışımızda mı gelişip başımıza gelirler? Orhan PAMUK Kafamda Bir Tuhaflık bu sorulara cevap ararken aile hayatıyla şehir hayatının çatışmasını, kadınların ev içlerindeki öfke ve çaresizliklerini resmediyor.

   Kafamda Bir Tuhaflık baş karakteri olan Mevlut üzerine kurulmuş bir kitap! Kitap da 1960 yıllarında Beyşehir'den İstanbul'a ilk göç edenlerin hikayesi ile başlıyoruz. Daha sonra 1969 yılında daha ortaokul yıllarında babasının yanına gelen Mevlut ile hikaye başlıyor...1969-2012 yılları arasında İstanbul'un nasıl değiştiğini, Mevlut'un başından geçen olayları, hayat mücadelesini, 3 yıl boyunca yazıştıktan sonra kaçırdığı kadını, çocuklarını, akraba ilişkilerini, bozacılığı, yıllar sonra aşık olduğu kadının aslında eşi olmadığını,  kirlenmiş dünya da Mevlut'ün başa bela dürüstlüğünü uzun uzun tüm ayrıntıları ile sindire sindire okuyabiliyoruz.
   Ne yazık ki beni tek sıkan şey klasik Orhan PAMUK kalemi olmasından dolayı kitabın temposunun her zaman ki gibi çok düşük olması idi. Ama ben Mevlut'ü çok sevdim sokağımdan bozacı geçeceğini sanmam ama ne zaman Vefa Bozacısı'na gitsem aklıma Mevlut'ün aklıma geleceğine eminim!
   Bence Orhan PAMUK sever herkes Kafamda Bir Tuhaflık var'ı alıp okusun derim tabi sabrınız varsa:) Ben en yakın zaman da Orhan PAMUK'un başka bir kitabını okumak için karar verdim bile...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...