27 Eylül 2013 Cuma

P.C CAST- KRISTIN CAST- KADER

    Evet sonunda Gece Evi serisinin dokuzuncu kitabı da bitti. Şimdiye kadar okuduğum en uzun ve en sürükleyici seri diyebiliriz! Bakalım Kader de neler varmış?
    Tarihimi de attım...
    Arka Kapak;
    KARANLIĞIN RUHU TARAFINDAN SINANAN BİR AŞK, BU SINAVI GEÇEBİLİR Mİ?

    Tulsa Gece Evi, ışığın ve karanlığın güçlerinin çarpıştığı destansı bir savaşa sahne olur. Neferet'le çarpışmaya hazırlanan Zoey, savaşçı koruyucusu Stark'la birlikte ait olduğu yerde, evindedir.

    Kalona ile oğlunun arasındaki bağlar kopmuştur. Nyx'in bahşettiği insan soylu biçimi sayesinde Rephaim ve Stevie Rae sonunda bir araya gelebilmiştir; tabii Rephaim tanrıça'nın yolunda ilerleyip babasının gölgesinden sakınabildiği sürece...

    Peki Zoey gerçekten güvende mi? Ve en önemlisi, kadere yazılmış olan değiştirilebilir mi?
    Nerden başlasam nasıl anlatsam bilemediğim bir kitap Kader. Serinin 9. kitabı olunca hep bağlantılı bir hikaye Gece Evi ve inanın anlatması zor :) Yine Zoey'in etrafında dönem olaylar zinciri, acı kayıplar, kediler, çaylaklar, vampirler bir solukta okunacak keyifli bir kitap. 

Seri okumak isteyenlere tavsiyemdir:)

20 Eylül 2013 Cuma

Yaşar KEMAL- İNCE MEMED 1

    Yaşar KEMAL ile ilk tanışmamız Bir Ada Hikayesi dörtlemesi ile başladıktan sonra ara vermeden bir Yaşar KEMAL kitabı daha okumak istiyordum ki tercihim İnce Memed dörtlemesinden yana oldu. Serinin ilk kitabı ile Yaşar KEMAL aşkımda tekrar ortaya çıktı:)

  Tarihimi de attım...

  Arka Kapak;
  Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü, düzene başkaldıran Memed'in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova'nın öyküsüdür. Yaşar Kemal'in söyleyişiyle "içinde başkaldırma kurduyla doğmuş" bir insanın, "mecbur adam" ın romanı.

   Abdi Ağa'nın zulmüyle köyünü terk etmek zorunda kalan Memed, Ağa'nın yeğeniyle evlendirilmek üzere olan Hatçe'yi kaçırır. Abdi Ağa'yı yaralayan, yeğenini de öldüren Memed eşkıya Deli Durdu'ya katılır, ancak kıyıcılığına katlanamadığı Deli urdu'dan iki arkadaşıyla birlikte ayrılır. Memed, sıradan bir köy çocuğuyken, zulmedenler için eşkıyaya, köylüler içinse kurtarıcıya dönüşür.
    Yaşar KEMAL okumak kesinlikle bir ayrıcalık ki bu ayrıcalığı yaratmakta bizim elimizde! İnce Memed, Çukurova'yı anlatan dokunaklı bir hikaye, temposunu hiç düşürmeden her sayfanın hakkını vererek okuyacağınız bir kitap. Ağa'lık sisteminin ne kadar ağır işlediği zamanları, fakirliği, sevdanın önemini, haksızlık uğruna kendini dağlara vurup eşkıya olan Memed'in hazin hikayesi... Eşkiyaların Çukurova da ne kadar yaygın olduğunu, onların enteresan hayatını ve halkla olan ilişkisini de çok güzel anlatmış. İnce Memed'in hazin hikayesini okumak isteyenler en kısa zaman da bu dörtleme ile tanışmalı derim ben yeteri kadar geç kalmışım siz kalmayın...

13 Eylül 2013 Cuma

Dan BROWN- CEHENNEM

   Uzun zamandan beri Dan BROWN okumamam Cehennem'i okumam için en geçerli sebepti. Bir de PR şirketi'nin İstanbul temalı reklam kampanyası da merakıma yenik düştü:)
    Tarihimi de attım:)
    Arka Kapak;
    CEHENNEMİN KAPILARI İSTANBUL'A AÇILIYOR.

    Diz çök kutsal bilgeliğin yaldızlı mouseion'unda ve kulağını yere daya, dinle suyun şırıltısını.

    Batık sarayın derinliklerine in, orada, karanlığın içinde bekler khthonik canavar kan kırmızısı sularına gömülmüştür lagünün ki yansıtmaz yıldızları...
    İnanmayın öyle iki günde okuduğuma ben çıkar çıkmaz Cehennem'i aldım heyecanla başladım ama Dan Brown beni ilk 300 sayfa da bildiğiniz hayal kırıklığına uğrattı. Sonra ilişkimize ara vermeye karar verip aranın bize iyi geldiğini hissetiğim de kaldığımız yerden devam ettiğimde de bir solukta okudum. Sonra ne oldu da böyle hızlandın derseniz sevgili yazarımız bence ilk 300 sayfa da Floransa'nın sanat tarihi konusunda okuyucusunu bayıp 301. sayfada heyecanı arttırıp merakla beklenen İstanbul kısmını da 467. sayfa da yazmış:) Klasik Dan BROWN kitaplarına göre çok durgun bir kitap olduğunu söyleyebilirim. İçinde yine heyecan, koşuşturmaca, polisiye, adrenalin var ama İstanbul için yapılan güzel reklam dışında ben çok sevdiğimi söyliyemiyeceğim. Okuyan Kitap Bağımlıları'nın yorumları neler inanın çok merak ediyorum:) Hadi paylaşın benimle...

11 Eylül 2013 Çarşamba

Ağustos Ayı Ganimetlerim- 2013

 Bakalım bu ay'ın ganimetleri nelermiş!
    1-Milan KUNDERA-Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği okumak için tık tık
    2- Kürşat BAŞAR- Başucumda Müzik okumak için tık tık
    3- Aydın BOYSAN- Doyulmaz Dünyamıza okumak için tık tık
    4-Michael ENDE- Momo okumak için tık tık
    5- P.C.CAST-Kristin CAST- Yanmış okumak için tık tık
    6- P.C.CAST-Kristin CAST- Uyanmış okumak için tık tık
    7- Paul CLEAVE- Öldürme Saati okumak için tık tık
    8- Fakir BAYKURT- Eşekli Kütüphaneci okumak için tık tık
    9- Sherlock HOLMES- Tavşan Dudaklı Adam okumak için tık tık
    10- Esin ÖVET- Siz Uyurken okumak için tık tık
    Peki sizin Ağustos ayı ganimetleriniz neler? Cevaplarınızı merakla bekliyorum!

Hıfzı TOPUZ- GAZİ VE FİKRİYE

   Hıfzı TOPUZ ne zamandır okumak istediğim yazarlar arasında yer alıyordu ki tanışmamız Gazi ve Fikriye ile olması beni ayrıca mutlu etti.Ülkemizin geçirdiği karanlık günleri göz önüne alırsak Atam'la ilgili şeyler okumak içimi aydınlattı kesinlikle...
    Tarihimi de attım...
    Arka Kapak;
    "Beni iki kadın çok sevdi: Biri yanlız ben olduğum için, öteki mevkim için." (Mustafa Kemal)
   
    Mustafa Kemal'i, karşılık beklemeden, yürekten, yanlızca "O" olduğu için seven tek kadın Fikriye...
    Milli mücadelede her zaman onun yanında olmasa da, desteğini hep hissettiren Fikriye...
    Ne yazık ki Fikriye'nin, bu içten sevgi karşılığında elde edebildiği tek şey büyük bir hayal kırıklığı olmuştu.
    Hıfzı Topuz'un bu tarihsel romanında, Mustafa Kemal ile Fikriye'nin tanışmaları, ilişkilerinin bilinmeyen yönleri ve Fikriye'nin trajik sonu sürükleyici bir dille anlatılıyor.
    Bu karanlık zamanlar da Atam'la alakalı dizeler okumak bana o kadar iyi geldi ki anlatamam, kitap sadece Gazi ve Fikriye'nin arasında geçenlerden daha öte Atatürk'ün hangi zorluklar içinde bu ülke'yi aydınlığa çıkardığını anlatıyor. O aydınlığı hissetmeye o kadar çok ihtiyacım vardı ki anlatamam!!! Bunca zor günlerden geçmiş bir ülke şimdi nasıl olur da böyle karanlık ellerin elinde olabiliyor inanın aklım almıyor:( Her karanlık geçen zamanın bir aydınlık belirtisine inanan biri olarak da bu karanlık günlerin çok yakın zaman da biteceğine inanmak istiyorum. Sizin de olanlardan içiniz karardıysa mutlaka Atatürk'le ilgili bir şeyler okuyun inanın çok iyi geliyor... O kadar çok karanlık kelimesi kullanmışım ki artık siz düşünün içim nasıl kararmış:((

9 Eylül 2013 Pazartesi

Güneş SAYIN KALYONCU- STİLETTOLU ANNE VE MADE İN BARCELONA BEBEK

     Yazarların ilk kitaplarını okumaya bayıldığımı beni tanıyanlar bilir:) Her sayfa da o heyecanı yaşamak harika! Sevgili Güneş bana Twitter hesabımdan ulaşıp tazecik olan kitabını yolladı, iyi ki de yollamış ki ben de tatlı bir yazar'la tanışmış oldum...
    Tarihimi de attım...
    Arka Kapak;
    "Bir gün blog açtım ve hayatım değişti. Giriştiğim her işte olduğu gibi, öyle büyük bir AŞK'la bağlandım ki blog yazmaya; bizzat tasarladığım "www.stilettoluanne.com" benim ikinci bebeğim oldu. Üstelik bu sanal bebek ağlamıyor, meme istemiyor ve mama yedirirken mızmızlanmıyor. Sadece beni bilgisayar başına kitleyip geceleri uykusuz bırakıyor o kadar... Büyük oğlum odasında mışıl mışıl uyurken, ben ikinci bebeğimi büyütüyorum internet üzerinden. Gelen her eleştiri; olumlu ya da olumsuz, annelik yüreğimi okşuyor ve tarifsiz bir mutluluk veriyor bana."

    İşte bir süper kahraman olarakböyle doğdu Stilettolu Anne. Şimdi de, stilettosu, pelerini ve yeni jenerasyon puseti ile Barcelona sokaklarında bir kitap kahramanı olarak karşımızda. Anne eli değmiş gibi...
    Şimdi hemen bloggerdan yazar mı olur diye ön yargılarınızı kenara bırakıp beni dikkatlice okuyun olur mu? Bence yazmak dünyanın en zor şeyi, buna sahip olan insanlara da saygım sonsuz hani o ağır bir dille eleştirdiğiniz bloggerlar da bence dünyanın en zor işini yapıyorlar. Sadece yazmakla da kalmıyor bir de görsel hafızamızı da besliyorlar! Sevgili Güneş de inanın harika bir iş çıkarmış kitabın da...Ben onun kişisel hikayesini, aşkını, doğum macerasını, ailesini okurken inanılmaz eğlendim. Zaman zaman gözlerimi doldurmadı dersem de yalan olur :( Eğlenceli bir kitap okumak ister, bu tatlı yazara ilk kitabında destek olmak isterseniz mutlaka alın okuyun derim :)

En Güzel Hediye Kitap Diyen Kim Mi?

 Blogum'un dördüncü çekilişini de yapmış olmanın mutluluğu ile bu satırları yazmayı çok isterdim ama ilk kez bir post yazarken bu kadar mutsuzum:( Nedenini beni twitter'dan takip edenler bilir ne yazık ki Dünya Tatlısı Güneş'i kaybettik:( Ama eminim gittiği yerden görüyor olanları:( O kadar üzgünüm ki daha da yazamıycam:( 

     Kazanan Kişi: Dördüncü ve Sekizinci yorumu yapan  Kitap Kedisi ve Zaman Sözleri oldu. Tebrikler...

4 Eylül 2013 Çarşamba

MILAN KUNDERA- VAROLMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ

    Bloğuma yeni bir yazı yazmak için bu kadar ara vermemin tek suçlusu Milan Kundera'dır!!! Bazı kitaplar vardır yıldızımız barışmaz, beni kitabın içine almayı reddeder Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği de işte öyle bir şey...
    Tarihimi de attım...
    Arka Kapak;
    Ne yapacağını bilmeden bir avlunun karşı tarafındaki duvara dalıp gitmek; bir aşk anında karnındaki inatçı gurultuya kulak vermek; ihanet etmek; ihanetin göz kamaştırıcı yolunu terk edecek gücü kendinde bulamamak; Büyük Yürüyüş'te kalabalıklarla birlikte yumruğunu havaya kaldırmak; gizlenmiş mikrofonlar önünde espiri gösterisi yapmak - bu durumların hepsini tanıdım, hepsini yaşadım...Romanlarımdaki kişiler kendime ilişkin gerçekleşmemiş olabilirliklerdir...Her biri benim ancak kenarında dolaştığım bir sınırı aşmıştır...Çünkü romanın sorguladığı sır o sınırın ötesinde başlar. Roman yazarın itirafları değildir; bir tuzak haline gelmiş dünyamızda yaşanan insan hayatının araştırılmasıdır.
                                                                                                MILAN KUNDERA
    Zevkler ve renkler hatta tercihler kişiden kişiye çok değiştiğini bir kez daha bu kitapta çok iyi anladım! O kadar çok Milan Kundera hayranı olmasına bu kitabı da öve öve anlatmalarına rağmen ben okurken inanılmaz sıkıldım, bunaldım anlatamam:( Ama yazarın verdiği emekten dolayı kalemine sağlık der, sevgilerimi iletirim:)

En güzel hediye kitap diyenler buraya! -4

    Hediye vermek için bahaneye ihtiyacım yok ama bu sefer ki bahanem bir harika:) Tatlı mı tatlı Güneş Sayın Kalyoncu bana Twitter'dan ulaşıp kitabını gönderdi. Bana göndermekle de kalmayıp 4 tane de sevgili Kitap Bağımlıları için imzalı kitaplarını yolladı:)
   Yazar'ın ilk kitabı, ben bir Kitap Bağımlısı olarak Yeni yazarların ilk kitabını okumaya bayılırım:) Her sayfada da o heyecanı hissederim siz de bu heyecana ortak olmak isterseniz bu hafta iki şanslı Kitap Bağımlısı'na kitabı hediye etmek isterim.

    Sevgili Güneş http://stilettoluanne.blogspot.com/ blogu'nun tatlı sahibi kitabı okumadan blogunu talan edin derim:)

     Şimdi bunun için tek yapmanız gereken bu postun altına mail adresinizle beraber 8 Eylül saat 00:00'a kadar  yorum bırakmanız. Çekilişte kazananlar random.org ile belirlenecektir. Mail adresini yazmayan katılımcıların katılımları kabul edilmeyecektir. 

Herkese bol şans:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...