Bazı yazarların okuduğum kitabı eğer çok hoşuma gitti ise şuursuzca gidip diğer kitapları alıp okumak istediğim oluyor. Tabii bu bazen mutluluk bazen de hüzünle sonuçlanabiliyor. Paul CLEAVE hikayesi de Temizlikçi'yi okuduktan sonra koşa koşa almaya gittiğim Öldürme Saati ile başladı...
Tarihimi de attım...
Arka Kapak;
Ben uyurken geldiler. Soluk yüzleri bana dik dik bakıyor, yumuşak sesleri uyanmamı söylüyordu. Bana geceyi hatırlatmaya, ne yaptığımı hatırlatmaya gelmişlerdi.
Yanlızca Charlie ne yaptığını bilmiyor. Giysileri kanlı, anlında bir şişlik var haberler önceki gece tanıştığı iki kadının vahşi bir cinayete kurban gittiğini söylüyor. Charlie katilin Cyris olduğunu biliyor, ama sorun şu ki polis öyle birinin var olduğuna inanmıyor. Charlie'nin eski karısı Jo da öyle. Charlie'nin eski karısının kendisine inanmasına ihtiyacı var. Jo arabasının bagajında bağlanmış bir halde çırpınırken Charlie, Cyris'in gerçekten var olup olmadığını anlamaya çalışıyor.
Ve öldürme saati hızla yaklaşıyor.
Biz Kitap Bağımlıları sanırım bazen biraz bencilce davranabiliyoruz. Her yazarın çıkan her kitabı her zaman başarılı olmak zorunda değil. İşte ben de Öldürme Saati'nde bunu yaşadım ne yazık ki:( Temizlikçi'yi bir solukta okuduktan sonra o hevesle hemen Öldürme Saati'ni aldım ama aynı heyecanı, aynı keyfi Öldürme Saati'nde bulamadım. Kitap klasik cinayet romanları kategorisini girebilir ama beni cezbetmedi!!!
Kendime not; Bir daha çok severek okuduğum yazarın gaza gelip diğer kitaplarını sipariş etmiyeceğim:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder